Page 43 - Pınarbaşı Kültür Sanat Edebiyat Dergisi-Ali AKBAŞ
P. 43

PINARBAŞI

                                                    Ahmet Doğru

                                ANKARA GÜNLÜKLERİ / ALİ AKBAŞ’A DAİR
                                                                     6 Ekim 2018, 16.15, Ankara
                “Ferhat                                         Konuya geri dönelim. Ali Akbaş hocamı ziya-
                Bir ince sanattır hayat                       ret için tuttum bir cumartesi Yazarlar Birliği Ge-
                Rakibine çelme takmadan                       nel Merkezi’ne gittim şiir defterimle, hayal dünya-
                Kimseye çamur atmadan yaşamaktır              ma attığım koca şairsi adımlarla. Ali hocanın başı
                Milleti soyarak Nemrut da yaşar”              kalabalık, kafası bozuk, canı da sıkkın. Benimle
                                                              ilgilenmek bir yana Güneysu, Osmaniye deyince
             Ankara’ya yaklaşırken Mehmet Gözükara’nın El- hoşuma gitmeyecek birkaç eleştiri de sıralayıver-
           bistan’ın Sesi gazetesindeki Ali Akbaş yazısını oku- di. Tuhaf oldum. Buluttan nem kapan, o kırılgan
           yorum. Bir hatıra palazlanıyor hemen. Artık hatıra  yanım devreye girdi hemen. Gençlik işte, ilgi gös-
           avcılığına başladım, kaçırır mıyım? 1996 Ankara’sı  termek gerekirken ilgi bekliyoruz. Tabii defteri aç-
           canlanıyor gözümde birden.                         madan döndüm. Kârım Adem Konan’la tanışmak
             Yatay geçişle 18 Mart’tan Gazi’ye gelmiştim. Gel- olmuştu. Daha da uğramadım Ali Hoca’yı görmek
           diğim gün Yazarlar Birliği Girne’de 4. Türkçenin  için Yazarlar Birliğine.
           Uluslararası Şiir Şöleni düzenliyor ve bunun diğer   2013 yılında Kahramanmaraş Belediyesinin dü-
           ayağı Gazi Eğitim’de, Mavi Binanın oradaki açıkha- zenlediği 2. Uluslararası Şiir Festivali’nde Rama-
           va tiyatrosunda... Gelir gelmez dev bir şiir etkinliği.  zan Avcı Hocam, Ali Akbaş’ı sahneye çağırırken
           Dursun’un “her yer para kaynıyor, gel uşağum” diye  “Şöhretler Terzihanesi” şiirini okudu. Şu mısralar
           Amerika’ya çağırdığı Temel gibiyim. Daha ilk gün- enfesti:
           den böyle bir programla başlanmaz ki demedim
           tabii. İyi ki dememişim. Saadettin Yıldız hocam        “Bana diyorlar ki ‘çağ dışı adam’
           da bu şölenin katılımcısıymış, o yüzden Kıbrıs’a       Kim ne derse desin, efendim ne gam.
           gitmiş. Dolayısıyla Çanakkale’den ayrılırken veda      Mektep çoğalmakla merkep azalmaz
           edememiştim hocama. Kısmet işte! Saadettin ho-         Dünyada bir kârı olan aç kalmaz.
           cam, Arif Nihat Asya’yı anlatıyor. Program sonrası     Merkür’e, Merih’e başladı sefer
           yanına vardım. Program için Ankara’ya geldiğimi        Hâlâ semer yapar Maraş’lı Ejder.”
           sandı. Yatay geçiş yapacağımdan söz etmemiştim.
           Yatay kaçışımı söyleyince şaşırdı. Habersiz, kendi-  Sonra kendisi sahnede epigrafa son bölümünü
           ne danışmadan olunca da hoş gözükmedi ya, ho- aldığım “Hayat” şiirini okudu. Keşke dedim içim-
           cam şairliğime verdi cahilliğimi, üstelemedi. Üste- den, gençken yapışsaymışım eteğine ustanın.
           lik babacan tavrıyla “Madem geldin, seni Ali Akbaş   Ali hoca ile bir şiir şöleninde yine karşılaştık.
           hoca ile tanıştırayım. Burada da onunla devam et  Güneysu takdim ettim, Ahlatlıbel adresine de bir-
           çalışmalarına” dedi. Tanıştırdı bizi. “Ahmet sana  kaç sayı yolladım. Biliyorum dergi çok, muhtemel
           emanet” dedi. Ali Akbaş Hoca da “Yazarlar Birli- gelenleri okumaya vakti de yok Ali hocamın. Geri
           ğinin Genel Merkezine cumartesi günleri gelirsen  dönüş olmadı hem hocadan hem de kulaklarım-
           görüşürüz” dedi. Kendisi o yıllarda Hacettepe’de  dan. Hâlâ iki güzel şiirinin yankısı duruyor, sonra
           okutman.                                           Selçuk Küpçük bestesi “Göç” şiiri ve 90’larda Gü-
             Ankara, insan yönünden beni hayal kırıklığına  neysu’da yayınlanan “Değirmenci Hayrullah” şiiri
           uğrattı. Bir samimiyetsizlik sezdim, bir bürokra- de var.
           si  soğukluğu  insanların  üstünde.  Gözümde  yüce   Sosyal medyada Mehmet Gözükara Ağabeyin
           adamlar cüce oldu, aydınlık gündüzler gece... Za- yayınladığı yazının yanında davetiyeye bakarak
           ten çekinik, içine kapanık, asosyal bir yanımız var;  “keşke” diyorum. 11 Kasım’da yapılacak Elbis-
           Ankara bunu daha da besledi. Ankara’ya gelince  tan’daki ‘Ali Akbaş’a Vefa Gecesi’ne katılabilsem”.
           sosyal bir yön kazanırım diyordum oysa. İnsanla- İşler çok, vakit yok. Ali Akbaş Hocama sağlık ve
           rın içten pazarlıklı hallerine zor alıştım. Alışırken  esenlik dileğiyle...
           de daha ketum daha sessiz olmaya çalıştım. Çünkü
           bir yerde söylediğin bir söz, bambaşka bir kılıkla   Ne güzelsin Ankara!
           hiç olmadık yerde karşına çıkabiliyordu.


                                                           43                                1. Sayı Şubat 2024
   38   39   40   41   42   43   44   45   46   47   48