Page 42 - Pınarbaşı Kültür Sanat Edebiyat Dergisi-Ali AKBAŞ
P. 42
PINARBAŞI
kertenkele soluyordu” 23 Bu yazının altına “kanca dizeleri” alacak olsam
“Gece ılık süt denizi / Gönül bir ipek yelkenli / ortaya bir kitap çıkar. İyisi mi şairinden ve onu se-
Bir limana çeker bizi / Itırlı ve yasemenli” 24 venlerinden özür dileyerek bu hakkımı ikiye düşü-
“Kum doldu o billur pınarın gözleri / Akça ge- reyim. “İki kanca birim” can hakkımı şu ikisinden
linlerin kınası soldu / Ve ozanlar unuttu türkü- yana kullanıyorum:
leri / Günden güne arıkladı koyunlar / Çocuk-
lar bir kemik bir deri” “Sirkeci’den tren gider / Ona binen verem gi-
25
“Buz deryası içinde / Nar ağacı yeşermez / Her der”
31
ağaç yeşerir de / Dar ağacı yeşermez” “Yıldız güzel ay güzel / Elif’le Umay güzel”
32
26
“Üzülmeyin be çocuklar / Sam amca ülkenize
barış getirmiştir / Size çikolata ve oyuncak ge-
tirmiştir / Savaşmaya değil / Harıl harıl yanan
petrol kuyularından / Purosunu yakmaya gel-
miştir”
27
Hilmi Yavuz’un “hüzün ki en çok yakışandır
bize / belki de en çok anladığımız” dizleri en çok
da Maraşlı şairlerde Cahit Zarifoğlu’nda, Erdem
Bayazıt’ta, Abdurrahim Karakoç’ta ve Ali Akbaş’ta
anlamını buluyor. Bu toprakların mayasından olsa
gerek hüzünle, lirizmle bambaşka bir aleme taşını-
yor Akbaş.
“Sirkeci’den tren gider / Ona binen verem gi-
der”
28
“Kim dayanır o dayanmış / Bağrına taş basıp
yanmış / Gene Yemen’i mi anmış / Gözleri ıslak
ninemin”
29
“Tebdili kıyafet gezer kız / Sınamak için pren-
si / Gören çingene sanır / Kirli çöplüklerde bir
şeyler arar / Ellerine batar cam kırıkları / Paslı
tenekeler, eğri çiviler / Hastane artıkları / Elleri
kanar / Siler nar çiçeği entarisine / Kız ağlar” 30
Bir kitabı okuyup bitirdiğimde kitabı kapatır ve
düşünürüm, bana biri bu kitabı ya da şairini sorsa
ne derim diye. Ali Akbaş için de bu soruyu sordum
kendime. Şiirlerinin her bir dizesinin altın suyuna
batırılmış mücevher olduğunu gördüm. Özenli,
titiz, ufku geniş, hayal gücü yüksek; aklı Anado-
lu’nun kültür hazinesinde, gönlünü Turan geniş-
liğine açmış bir alperen o. Ali Akbaş’ta Ceyhan
Nehri gibi akıcı, Selenga gibi mümbit, bazen şaha
kalkmış bir at bazen gür sesli bir şaman, bazen de
miskin Yunus ruhlu şiirler gördüm.
23 Ali Akbaş, Masal Çağı, Anakara, Yonca Matbaası, 1.Baskı, 1983, s.21
24 Ali Akbaş, Masal Çağı, Anakara, Yonca Matbaası, 1.Baskı, 1983, s.42
25 Ali Akbaş, Bütün Şiirleri, Ankara / Altındağ, Bengü Yayınları, İlaveli 2.baskı, s.68
26 Ali Akbaş, Bütün Şiirleri, Ankara / Altındağ, Bengü Yayınları, İlaveli 2.baskı, s.167
27 Ali Akbaş, Bütün Şiirleri, Ankara / Altındağ, Bengü Yayınları, İlaveli 2.baskı, s.148
28 Ali Akbaş, Masal Çağı, Anakara, Yonca Matbaası, 1.Baskı, 1983, s.12
29 Ali Akbaş, Masal Çağı, Anakara, Yonca Matbaası, 1.Baskı, 1983, s.45 31 Ali Akbaş, Masal Çağı, Anakara, Yonca Matbaası, 1.Baskı, 1983, s.12
30 Ali Akbaş, Bütün Şiirleri, Ankara / Altındağ, Bengü Yayınları, İlaveli 2.baskı, s.36 32 Ali Akbaş, Kuş Sofrası, Ankara, Bengü Yayınları, 2016, 4.baskı, s.11
42 1. Sayı Şubat 2024