Page 20 - Pınarbaşı Kültür Sanat Edebiyat Dergisi-Ali AKBAŞ
P. 20
PINARBAŞI
İsmail Kılınç
DULKADİR BEYLİĞİ’NİN KORKUT ATA’SI
Bir zaman şöyle demiştim: “Hemşerisi şair ola- toprağın insanı karakterlidir. Kimseye zararı ver-
nın memleketi şiir olur.” Şimdi otuzunu aşmış bir mez. En zararlısının bile derdi kendiyledir.” dedi.
edebiyat meraklısı olarak çok iyi anlıyorum ki doğ- Düşündüm haklı. Geneli etkileyecek zararlarla pek
duğum, büyüdüğüm, havasını soluduğum memle- işimiz yoktur. Yanlışlarımız da yanılışlarımız da
ketin bir “gülistan”dan farkı yok. Meğer biz, bozkır gizlidir. Kendi kendimize hüzünlenir, o hüznü ya
sandığımız coğrafyanın değil de renk renk çiçek- içimize atar ya da kâğıda aktarırız. Yazmayla ara-
lerle bezenmiş bir bahçenin mâlikiymişiz. Şimdi mızın iyi olması sanırım “Kimseye zararımız ol-
gurbette yaşayan birisi olarak kendimi en “garip” masın!” düsturuyla alakalı. Ali ağabey bir söyleşide
hissettiğim zamanlarda bir Mahzûnî türküsü din- “Bizim orada çocuklar manzum dillenir desem ye-
leyerek, Karakoç’lardan sevda şiirleri okuyarak ridir.” diyor. Gerçekten de hayatının bir dönemin-
ve Türk dünyasındaki atalete hüzünlendikçe Ali de kaleme kâğıda meyletmeyen nadirdir. Tabii ki
ağabeyin “Göygöl”ündeki hassasiyetlere odaklanı- modernite, sanal dünya, teknoloji nesli ve Z kuşağı
yorum. “Göygöl” değerlidir benim için. Kelimele- gibi söylemler bizim insanımız için de geçerli ama
rimin şimdikinden daha toy olduğu lisans zaman- doksan kuşağını yaşamış birisi olarak çevremdeki
larında, bizim alanın yolbaşçılarından Prof. Ahmet kalem ehline bakıyorum, önce şükrediyor sonra
Bican ERCİLASUN ile kısa bir sohbet etme şansı “Bin bereket!” diyorum. Mesele tabii ki bakmaktan
elde etmiştim. Kalem ehlinin malumudur; yazma- çok görmekte. Söz gelimi bunca şehirleşme bunal-
nın da ergenlik çağı vardır. Tam o çağlardan bah- tısı içerisinde Elbistan özelinde düşününce pek bir
sediyorum. Hocama, üretme arzumu dillendirmiş- sorun gözükmüyor. Zaten Ali ağabey, “Akıllı bir
tim. Ancak kendi başarısızlığımda boğulduğumu, Elbistanlının şehirle -muaşeret bakımından- bir
okunası metinler kaleme alamadığımı eklemiştim. problemi olmaz.” diyor. O, görmesini bilenlerden.
Hocam memleketimi sormuştu. Elbistan deyince Onun görmesine hayran oldukça “Biz bakmayı
gülümsemişti. “Sen de üretemezsen kim üretsin!” bile bilmiyoruz.” diyoruz. İnsan, dünyayı tanıma-
diyerek beni bir uykudan uyandırmıştı. İlk onun ya önce kendinden başlarmış. Ali ağabey, kendini
tavsiyesiyle okumuştum “Göygöl” şiirini. Zaten tanımış, doğduğu toprakların kuşunu, çiçeğini, ha-
“Göygöl”ü okuyunca Ali ağabeye merak salmamak vasını, suyunu, ahlâkını ve töresini içselleştirmiş;
imkânsız. Sovyet zulmünden bakışları eskimiş yetmemiş mensup olduğu milletine bir borcu ol-
Azerbaycan Türkü’nün derdiyle dertlendiğimiz duğunu hissederek milli duyarlılıkla şiirler kaleme
günlerde Ali ağabeyin ince sızısına kulak veriririz: almış. Zaten bizim topraklardan mensubiyete dair
bir isyan çıkmaz. İsyandan insan çıkmaz, isyandan
“… imkân da çıkmaz. İsyandan inkar çıkar, o da bize
Mesnevi okuyup geçtim Gence’den yakışmaz. O, imkânın şairi oldu ve Osmanlı cet-
İçime bir sızı düştü inceden lerimizin sınırlarıyla kendini kısıtlamayan, Nah-
Elveda bağlarda üzüm derenler çıvan’dan Göygöl’e; Kerkük’ten Kırım’a, Kazan’a;
Üzümü unutup hüzün derenler Doğu Türkistan’dan Yakut ellerine kadar uzandı.
Elveda adını unutan şehir Bilen bilir. Ali ağabey, tasavvufi, pastoral ve me-
Elveda akmayı unutan nehir tafizik duyumların şairidir aynı zamanda. Çok faz-
Ata yadigarı Gence elveda la akademik bilgiye boğmadan çocuk duyarlılığıyla
Dalında kuruyan gonca elveda!” (Ankara, ve özgün imgelerle yazdığı şiirleriyle de tanırız onu.
1990) Tabiat sevgisiyle mayaladığı çocuk şiirlerinden de-
rin manalar çıkar. Kudemanın sehl-i mümteni diye
Bahar ayları… Bir gün Bahtiyar ASLAN hocam- adlandırdığı söyleyişler hükmeder okurların gönül
la Belen tarafından Cela’ya doğru ilerliyoruz. Tabi- dünyasına. Okurlar deyince sadece çocukların al-
at kıyamda. Umuda yeşillenmiş her yer. Bilen bilir gılanması yanlış olur. Masal Çağı adlı kitabındaki
yükseklerden bakınca “Değerimi bilirsen en saf şu ön söze dikkat kesilin lütfen: “Aslında ben bu
‘yeşil’ bendedir.” der coğrafyamız. Üzerine konuş- şiirleri yazarken kimlerin okuyacağını hiç düşün-
tuk. Biraz halkımıza dair sitem ettik. Allah affet- medim bile. Elimden geldiğince güzel yazmaya
sin! Tam sessizlik çökecekti ki hocam, “Olsun, bu çalıştım o kadar. Çocuklar için yazılmış bir eseri
20 1. Sayı Şubat 2024