Page 29 - PINARBAŞI Kültür Sanat Edebiyat-Nisan 2024
P. 29

PINARBAŞI

                                                     Yunus KARA
                                         FUZÛLÎ VE AŞK YA DA AŞKIN DİLİ


             “Bütün şairler şiir söylemek hususunda Elest  bez-  bunu çok açık bir şekilde görürüz. Buna bağlı ola-
           minde  aynı kadehten  sarhoş oldular. Ancak bazıla-  rak da ondaki aşkı “ilahi” diye ifade edenlerin sayı-
           rının şarabına Saki’nin nazarının tesiri de karıştı.”  sı çoktur.  Vuslatın her türlüsü için canını vermeyi
                                                              göze alan ince ruhlu ve çaresiz bir âşığın vasiyetini
             Edebiyat tarihçileri yeryüzünde yazılan en gü-   şiirin en şiir haliyle ifade ettiği;
           zel aşk hikâyelerinden biri kabul ederler Fuzûlî’nin
           Leyla ile Mecnun mesnevisini.  Fuzûli’den önce ve    “Dest bûsi arzusuyla ger ölürsem dostlar,
           sonra defalarca yazılmasına rağmen bu aşk hikâye-     Kûze eylen toprağımdan,sunun anınla yâre su”
           si gerçek değerini ancak Fuzûli’nin kaleminde bul-  (2)
           muş, aşkta var olması gereken esrarı, âşıkta aranan   Mısralarında bahsedilen sevgilinin Peygamber
           derinliği  mütevazı  bir  Türk’ün  ilhamıyla  yakala- efendimiz olduğu düşünülürse haksız da sayılmaz-
           mıştır. Bunun sebebi kuşkusuz ki yazarının aşktaki  lar böyle düşünenler.
           yeteneği ve aşkı anlatmadaki maharetidir.            Ancak ben,  “Fuzûlî’nin aşkı menşe itibariyle be-
             Fuzûli her şeyden önce bir gönül ehli, bir aşk  şeri bir aşktır” diyen Prof. Dr. Hasibe Mazıoğlu’nun
           adamıdır. O, Mecnun’a kalemiyle can verirken, ka-  izinden gidenlerdenim.(3)
           der çizerken gücünü içindeki bu bitmez tükenmez      Nitekim Sayın Mazıoğlu bu düşüncesine şu be-
           sevda deryasından almıştır. Yani, Mecnun aracılığı  yitleri şahit gösterir:
           ile kendi aşk anlayışını; Leyla ile hayalindeki sevgi-
           liyi canlandırmıştır. Mecnun’un sözlerinde Fuzuli,   Ey bi-vefa ki adet olupdur cefâ sana,
           şairin gözlerinde Mecnun gizlidir başka bir ifade    Billah cefadur olma demek bî-vefa sana. (4)
           ile. Çünkü Fuzuli, gerek yaşadığı çevre gerekse      Geh naz u geh girişme vü geh işvedür işün,
           yaradılışı itibari ile Mecnunla özdeşleşmeye çok     Canın sevenler olmasa yeg aşina sana. (5)
           müsaittir.  Kerbela şehitlerinin kan kokusunu taşı-  Ey melek-sîmâ ki senden özge hayrandur sana,
           yan rüzgârla taramıştır saçlarını ve bu kapalı çevre   Hak bilür insan dimez her kim ki insandur sana.
           içinde hayalini kurup da yaşama imkânı bulamadı-   (6)
           ğı tüm aşk hikâyelerini bir günah keçisi gibi sırtına
           yükleyip Mecnun’un salmıştır istikbale.              Görüldüğü üzere söz konusu mısralarda anlatı-
             Hayatı hakkında ancak ana hatları ile bilgi sahi- lan sevgili etiyle kemiği ile yaşayan, seven, sevilen,
           bi olduğumuz Fuzuli, yazdıkları düşünüldüğünde  arzulanan bir kadındır. Güzelliği meleklere ben-
           halkın gözünde “ Biraz Ferhat, biraz Kerem ama  zetilir, nazından işvesinden ve de vefasızlığından
           daha ziyade Kays gibi görülmüştür. Çünkü o halk,  şikâyet edilir.
           “Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.”  anlayışın-      Fuzuli, yazdıklarından emindir. Hakikati yaz-
           dadır. İşte bu yüzden, Fuzuli’yi, yani aşkın dili’ni  maktadır çünkü. Yaşamıştır ve hissetmektedir. Bu
           sadece aşkı ifade eden değil, yaşayan, yaşadıklarını  konuda mütevazı de davranmaz. Aşk tarihinin en
           anlatan diye kabul etmiştir.                       meşhur isimleri ile boy ölçüşür. Hatta mistik bir
             Şair de yazdıkları ile buna çanak tutmuştur de-  anlayışla bu durumu alın yazısı olarak kabul eder:
           mek yanlış olmaz. Zira Fuzuli, aşk konusunda
           “mahlas seçerken gösterdiği tevazudan” çok uzak-     Yazanda Vamuk u Ferhad u Mecnûn vasfın ehl-i
           tır. Bilakis o, aşkı anlatırken sesi çok üst perdeden  derd,
           çıkar. Rakip tanımaz. Hatta efsaneleşmiş âşıklara    Fuzûlî adını gördüm ser-i tûmârâ yazmışlar. (7)
           kafa tutar.
             Bu tavır Fuzuli’nin hayatı etrafında birçok aşk    Bu anlamda Fuzuli’nin en büyük itirazı hiç kuş-
           rivayetlerinin dolaşmasını da beraberinde getirir.  kusuz ki, kendi elleri ile hayat verdiği, can verdiği,

           Mesela; Fuzuli’nin,   Abdülmümin Dede isimli bir  gönlüne Leyla’nın aşkını koyup çöllere saldığı Me-
           Bektaşi şeyhinin dergâhında “çerağ-sûz”(1) oldu-   cnun’un aşkı konusundadır.
           ğu ve şeyhinin kızına umutsuz bir aşkla bağlandığı   Biraz kıskanır belki, Mecnun’un hislerinin Ley-
           yolundaki anlatımlar,- biraz siyaset koksa da-  bu  la’ya duyduğu aşkı ifade ettiği cümlelerin bir hayal
           durumla alakalıdır.                                kahramanına değil, yaşayan, var olan, etiyle-kemiği
             Fuzûlî, tasavvufu iyi bilir. Haliyle şiirlerinde  ile sevdayı hisseden, bu ateşle kavrulan kişiye, ken-


                                                          27                                  2. Sayı Nisan 2024
   24   25   26   27   28   29   30   31   32   33   34