Page 9 - PINARŞBAI Kültür Sanat Edebiyat Dergisi
P. 9
PINARBAŞI Kültür Sanat Edebiyat Dergisi
nat adamalarının tümü konuyla ilgili açıklamalar
yaparak aşkı ve sevdayı tarif etmeye çalışmışlar. Adana’da Taşköprü’nün altından geçen Seyhan
Belki de; şimdiye kadar en çok işlenen ve anlatı- Irmağı öyle küçük bir çay değil, dere değil. Ada-
lan konular arasında ilk sırada yerini almıştır. İlim na’yı ikiye bölen kocaman bir ırmak… Bilirsiniz su
adamları aşk ve sevda ile ilgili açıklamalar yaptık- söndürür. Yanmaz. Ama İmami türküsünde ırmağı
ları gibi güzel sözlerle de bunu desteklemişler. İşte yandırıyor. Koca ırmak nasıl yanar ki. Nasıl yandı-
birkaç örnek: “Aşk ağlatır, dert söyletir / Nasıl kafa rılır. Kim yakar. Kim yakar biliyor musunuz? Tür-
sayısı kadar düşünce çeşidi varsa, kalp sayısı kadar külerdeki deli yürek, evet deli yürek türküler yakar.
da aşk çeşidi vardır. Sevgi; bizi zamanın yıkımın- Türkülerimizde yoğun olarak işlenen konular-
dan koruyan yıkılmaz bir kaledir. Yaşam belirti- dan biri daha önce de söylediğimiz gibi aşk ve sev-
sinin kökeninde duygulanma; duygulanmanın da dadır. Neşet Ertaş: “Sevda olmasaydı / Gönüle dol-
temeli aşktır. Sevgi karanlıkta yakılan bir mum ışığı masaydı / Dünya neye yarardı / Güzeli olmasaydı.”
gibidir. Size yolunuzu gösterir. Ama ilerde ne ola- Koca Yunus: “Aşkın aldı beni benden / Bana seni
cağını söylemez.” gerek seni. “/ Tenecioğlu Âşık Hüseyin:“Gayrı da-
Âşık Veysel: “Aşk meyinden içen âşık ayılmaz.” yanamam ben bu hasrete / Ya beni de götür ya sen
Fuzuli: “Aşk imiş her ne varsa âlemde.” / Karaca- de gitme.” / Âşık Veysel:“Güzelliğin on para etmez
oğlan: “Ay doğup da şafak atmakta sandım/Meğer / Bu bendeki aşk olmasa. ”Karacaoğlan: “Güzel ne
yârin düğmeleri çözülmüş.” güzel olmuşsun / Görülmeyi görülmeyi.”
Abdülvahap Kocaman:
Develili Âşık Seyrani:
“Bir of çektim dağ sallandı taş düştü
Ahımdan cihana bir ataş düştü “Eski libas gibi aşığın gönlü
Bulutlar ağladı gökten yaş düştü Söküldükten sonra dikilmez imiş
Kuru çöller göle döndü dönmedi.” Güzel sever isen gerdanı benli
Her güzelin kahrı çekilmez.
Âşık Sadık Doğanay:
Kekliğin kayada sektiği sekiş
“Gözlerin inkâra benzer ebrular keman olur Gülünen bülbülün ettiği çekiş
Her kaçan yüzüne baksam katlime ferman olur Aşkın iğnesiyle dikilen dikiş
Yüzünü görse bir kâfir şüphesiz iman bulur Kıyamete kadar sökülmez imiş.”
Mah yüzüne bir nikap çek / Ben yandım el yan- diyerek duygularını dile getirmiş.
masın.”
Aşk: Osmanlıca Türkçe sözlükte: Şiddetli mu-
Yeniceli Âşık Sıdkî Baba ise: habbet… Sevda / Candan sevme. Dil Kurumunun
Türkçe sözlüğünde: Aşırı sevgi ve bağlılık duygusu.
“Bir güzelin hasretinden ahından Divanı Lügat-it Türk’te aşk yok. Aşu ve aşuk var:
Tutuştu her yanım da yandı ha yandı Aşu kırmızı toprak, aşı toprağı, aşu koşmak, aşuk,
insanın aşığı, topuğu, topuk kemiği, aşuk, demir
Âşık oldum onun mah cemaline başlık, aşuk: Özlemek şeklinde tarif edilmiş. Deği-
Tutuştu her yanım yandı ha yandı.” şik görüşlere göre aşk: Bir fırtına gibi gelir, sabah
rüzgârı gibi uzaklaşır. Ya da hayat bir uyku aşkta
dizeleriyle duygularını açıkça ortaya koymuş. onun tatlı rüyasıdır. Aşk güneş doğmadan önce gö-
rülen bir sise benzer. Bir süre devam eder ve hemen
Bedri Rahmi Eyüpoğlu’nun türküler üstüne yaz- ortadan kaybolur. Üstada sormuşlar: Aşkla sevda
dığı şiirini çoğumuz hatırlarız. O şiirinde “Nerede arasındaki fark nedir? Üstat cevap vermiş: Aşk he-
bir köy türküsü duysam şairliğimden utanırım.” vesin bitene kadar… Sevda nefesin yetene kadardır.
der. Bedri Rahmi’nin bu dizelerini düşünürken ak-
lıma Âşık İmami geldi. Herhalde Bedri Rahmi’nin Aşk ve sevda, gönül dediğimiz elle tutulmayan
şairliğimden utanırım dediği estetik İmami’nin di- gözle görülmeyen duygunun yoğun olarak günde-
zelerinde oldukça yüksek. Âşık almış eline sazını, me getirdiği konuların başında gelir. Onun için de
vurmuş teline: Türküsündeki dizeler nakış nakış. aşk ve sevda gönülle bütünleşmiştir. Gönül bazen
Oya gibi... coşmuş, bazen ise feleğe sitem etmiş, Ferhat, Şirin
için dağları delmiş. Neşet Usta’da boş durmamış
ona nazire yapmış. Ve almış eline sazını vurmuş
“İmami’yem gül sineni açarsan teline:
Adana’da Taşköprü’den geçersen
Eğilip Seyhan’dan bir su içersen
Korkarım ki sen ırmağı yakarsın”
07 3. Sayı Haziran 2024