Page 6 - PINARŞBAI Kültür Sanat Edebiyat Dergisi
P. 6

PINARBAŞI Kültür Sanat Edebiyat Dergisi

           mış ve unutulmuş kekik kokulu nice kelimelerle tanışır,  Altaylardan Tuna’ya, Elhamra’dan Kudüs’e, Kafkaslar-
           Türkçemizin nisyana terk edilmiş bazı sözlerinin sizlere  dan Eritre’ye yol bulan mukaddes aşkların meskeni
           tebessüm ettiğini, can çekişen bazı kelimelerin de adeta  ve her bir mısraı Anadolu insanının sesidir.  Karakoç;
           yeniden hayat bulduğunu görürsünüz.                kalplere ve zihinlere “mıh gibi” kazınmış dizeleri ve ge-
             Abdurrahim Karakoç’un şiirlerinde; gürül gürül   niş kitlelerce ezberlenmiş şiirleriyle ardında çok önemli
           akan bir söyleyiş, çok güçlü bir anlatım, dolgu mal-  eserler bırakmıştır. O bir dava adamı olarak, inanç ve
           zemesi olmayan mısralar, bir sülüs hat güzelliğindeki   ideallerini; şiirlerine, yazılarına ve hayatına “Hak yol
                                                                            9
           görkemli bir zarafet, çok içli bir hissiyat, özellikle li-  İslâm yazacağız”   diyerek hükümran kılmış, ülkücülü-
           rik şiirlerinde ruhumuza bir meltem serinliği veren ve   ğün ne demek olduğunu şiirleri ve filleriyle ortaya koy-
           gönülleri aşka getiren muazzam bir şiiriyet vardır.   O,   muş ve yazdıklarıyla Türk-İslam ülküsünü birkaç neslin
           kelimeleri bir kuyumcu titizliğiyle şiirlerine taşımış,   gönül gönderinde dalgalandırmıştır.
           müzikalitesi çok yüksek ses ve söz armonileri yakala-  Abdurrahim Karakoç’un şiirleri, şairin kendi yüreği-
           mış, bunlardan derin anlamlar tedâî ettiren çok farklı  ne doğru yürümesiyle işittiği aşina seslerden ve sevda
           tanımlamalar ortaya koymuştur. Abdurrahim Karakoç,  gergefinde doyumsuz bir aşkla dokuduğu ışıklı nağ-
           herkesin kullandığı sıradan kelimelerden çok çarpıcı ve  melerden oluşan bir şehrâyindir. Karakoç’un şiirlerini
                                                  4
           hiç kullanılmamış olan “Suları Islatamadım”  , “Akıl Ka-  okuduğumuzda sıkıntılarımız dağılır, gönlümüz coşar
                                    6
                      5
           raya Vurdu”  , “Gök Çekimi”   gibi mükemmel terkipler  ve her bir mısraın oluşturduğu farklı bir rüzgârla yüre-
           yapmıştır. O, şiirimize; yeni sesler, yeni söyleyişler, yeni  ğimiz yelpazelenir. Söylemek isteyip de dile getireme-
           mazmunlar, yeni tasvir ve terkipler katmış, modern ifa-  diğimiz duygular en güzel ve en etkili ifadesini onun
           de tarzının harika mısralarını karşımıza çıkartmış, bu  şiirlerinde bulur, öfkemiz, yaralı hislerimiz ve “İsyanlı
           da onu Türk şiirinin “Beşinci Mevsim”inden   seslenen  Sükut” umuz   onun mısralarında dile gelir, dizelerdeki
                                                  7
                                                                    10
           çok özel bir şair yapmıştır.                       parıltılar ruhunuzu aydınlatır, ümidinizi artırır ve he-
              Abdurrahim Karakoç’un şiirleri; halkımızın his-  yecanınızı kıyama durdurur…
           lerine, sıkıntılarına, dertlerine, öfkelerine, özlemleri-  Abdurrahim Karakoç; “Bir Güzel Ülkü”ye   âşık,
                                                                                                       11
           ne, hasretlerine, sevdalarına, aşklarına, inançlarına ve  “Anamızın ağzımızdaki ak sütü gibi”   olan güzel Türk-
                                                                                              12
           buram  buram  Anadolu  kokan  duygularına  tercüman  çemiz gibi azîz vatanımıza, Türk ve İslâm Dünyası’na
           olduğu ve insanımızın yürek yangınlarını çok sarsıcı,  da yürekten sevdalı bir ehl-i dildir. O; bir dergiye ver-
           etkileyici ve güçlü ifadelerle dile getirdiği için çok se-  diği röportajda “Allah rızâsı için siyasete girdim, Allah
           vilmiştir. Karakoç’un aşk ve sevda şiirleri gibi, gurbet  rızâsı için siyasetten ayrıldım.” diyen, inançlarından ve
           ve memleket şiirleri, sosyal ve siyasi şiirleri, destani ve  dik duruşundan asla taviz vermeyen ideâlizmin son ef-
           irfânî deyişleri de herkes tarafından çok büyük zevkle  sanesidir. O aynı zamanda; “Evinin her penceresi Kıble’
           okunmuş ve dilden dile dolaşmıştır… Zaten Abdurra-  ye açılan bir büyük şair…”, “kendisini her saat musalla
           him Karakoç; sevilen ve yazıları tâkip edilen bir erbâb-ı  taşında yatarken seyreden bir gâzi-derviş”   ve “gül” aş-
                                                                                                  13
           kalem olduğu gibi, şiirleri de en çok ezberlenen ve en  kıyla yanıp tutuşan bilge bir alperendir. Fakat bunların
           çok bestelenen şairler arasındadır.  Ayrıca Abdurrahim  hepsinin üstünde ve ötesinde ancak yüzyılda bir yetişen
           Karakoç’un on dört şiir ve iki nesir kitabı yayımlanmış  çok büyük bir şâirdir.
           olup, “Hasan’a Mektuplar” ve “Vur Emri” isimli kitap-  Vefâtının  12. sene-i devriyesinde Üstad  Abdurra-
           ları; -şiir kitapları arasında- yakalanması çok güç olan,   him Karakoç’u rahmet, hürmet, minnet ve hasretle yâd
           günümüz şairlerinin hiç birisine nasip olmayan, çift ha-  ederken, “Dördüncü cemreyi yüreğinde taşıyan”   gö-
                                                                                                         14
           neli baskı sayılarına ve elli binleri aşan adetlere ulaşma-  nül dostlarına bâkî selâmlarımı, en kalbî muhabbetleri-
           yı başarmıştır.                                    mi gönderiyorum.
             Karakoç’un şiirleri; halkımızın vicdanının sesi, gö-  Aziz hemşerimiz Abdurrahim Karakoç’u yüce Rab-
           nül dünyamızın aşk hazinesi, irfanımızın bilge nefesi,   bimiz rahmet ve mağfiretiyle, Efendimiz Aleyhisselâtü
           zulme  karşı  kıyamın besmelesi,  Anadolu’nun mertlik   Vesselâm da şefkat ve şefâatiyle sarıp sarmalasın; O’nun
           öfkesi ve bu toprağın isyan çığlığı olmuştur. Çünkü o;   rûhu şâd, mekânı Cennet, makâmı âlî olsun.
           zâlime, zulme, haksıza ve haksızlığa “muhalif” olan ve   Ve sözün bittiği yerde İlâhî kelâm başlar:
           inanmadığı hiçbir şey hakkında “serd-i kelâm etmeyen”
                                                                                          15
           bir ediptir. O; kıvrak bir dille kaleme aldığı siyasi taşla-  “Küllü nefsin zâikatü’l-mevt”*
           maları, ince ve keskin bir zekâ ürünü olan ve taşı gedi-  “İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn” *
                                                                                               16
           ğine oturtan mükemmel hicviyeleriyle de haklı bir ün   “İnil hukmü illâ lillâh” * 17
           kazanan çok büyük bir hiciv ustasıdır.                Hüve’l-bâkî *
                                                                             18
             Abdurrahim Karakoç; hayat gayemiz olan İslâmiyet
           ile hayatımızın gerçeği olan Türklüğü baş tacı yapmış ve   9 Abdurrahim Karakoç, a.g.e., Hak Yol İslâm Yazacağız, 14
           kalemini, kelâmını, sanatını Müslüman Türk milleti için   10 Abdurrahim Karakoç, a.g.e., İsyanlı Sükût, 190
                                                              11 Abdurrahim Karakoç, Akıl Karaya Vurdu, Bir Güzel Ülkü, 80
           vakfetmiştir. O’nun yüreği, “Kar koysan kor olur aşkın   12 Kenan Akyüz, Batı Tesirinde Türk Şiiri Antolojisi (1860 - 1923), Yahyâ Kemâl Be-
           külüne”   dedirten bir sevda yemini; gönlü, Mekke’den   yatlı, 732
                  8
                                                              13 Dr. Mehmet Güneş, Gün Akşama Yaslanmadan, Hariçten Bakış, V-VI; Seba Yayın-
           İstanbul’a, Medine’den Buhara’ya, Üsküp’ten Kerkük’e,   ları, Ankara, 200
           4 Abdurrahim Karakoç, Suları Islatamadım, Suları Islatamadım, 28; Ocak Yayınları   14 Abdurrahim Karakoç, Beşinci Mevsim, Beşinci Mevsim, Arka Kapak; Bizim Ocak
           Ankara, 1983.                                      Yayınları, Ankara, 1987.
           5 Abdurrahim Karakoç, Akıl Karaya Vurdu, Günalp Yayınları, Ankara 1994.  15 Âl-i İmrân, 3/185; Enbiyâ, 21/35; Ankebut, 29/57; *“Her nefis ölümü tadacaktır.”
           6 Abdurrahim Karakoç, Gök Çekimi, Ocak Yayınları, Ankara, 1997  16 Bakara, 2/156; *“Şüphesiz biz Allah’tan geldik, dönüş yine O’nadır.”
           7 Abdurrahim Karakoç, Beşini Mevsim, Bizim Ocak Yayınları, Ankara, 1987.  17 En’âm, 6/57; Yusuf, 12/40, 67; * “Hüküm ancak Allâh’ındır.”
           8 Abdurrahim Karakoç, Vur Emri, Mihriban (Aşk), 80; Anda Dağ., Ankara, 1979.  18 *Ölümsüz ve ebedî olan sadece O’dur
                                                          04                                  3. Sayı Haziran 2024
   1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11