Page 11 - PINARŞBAI Kültür Sanat Edebiyat Dergisi
P. 11

PINARBAŞI Kültür Sanat Edebiyat Dergisi

                                                      Talat ÜLKER
                                      “SEYRÜMDE BİR ŞEHRE VARDUM”

             Dilimize Farsçadan geçen “şehr” kelimesi çalış- ğımsız olarak ele alınamazlar. Zira toplum haya-
           ma yaşındaki nüfusunun çoğunluğu ticaret, sana-    tını oluşturan fertlerin olayları, olguları hissetme,
           yi ve yönetim gibi işlerle uğraşan büyük yerleşim  düşünme ve de algılama tarzları beslendikleri de-
           merkezlerini ifade eder. Türkçede XI. yüzyıldan  ğerler manzumesine göre farklılaşmaktadır. Nite-
           itibaren halk dilinde şar biçiminde telaffuz edilen  kim Latin dillerinde kentin karşılığı olarak “City,
           şehir kelimesinin yerine Soğdca kökenli kent keli-  Civitas” kelimelerinden türeyen “Civilization (Uy-
           mesi de kullanılmaktadır.                          garlık)” ile Arapçadaki “Medine” kelimesinden tü-
             Eski Türkçede bu söz yerine “balık” kelimesi     retilen “Medeni” ve “Medeniyet” gibi kavramların
           kullanılıyordu. “Kale” ve “saray” manasını da ihtiva   köken benzerlikleri aynı zamanda farklı değer yar-
           eden “balık” kelimesine Türkçe metinlerde “şehir”   gılarına da işaret etmektedir.
           anlamında ilk defa Orhun Yazıtları’nda rastlanır.    Dünya üzerinde tespit edilebilen en eski şehir-
           Göktürkler, İlteriş Kağan’ın 680 yılında devleti  lerin bir tapınak etrafında şekillendikleri tarihi bir
           yeniden  teşkilâtlandırdığını  işitince “Balıktakiler  gerçekliktir. Dünyanın her yerinde şehrin mer-
           dağa çıkmış, dağdakiler de aşağı inmişti.”         kezinde bir tapınak ve yönetim erkinin sarayı yer
             Eski Türklerde balık sözünün diğer bir manası    alır. İnsanlığın en büyük keşiflerinden olan şehir,
           da “çamur”dur ve balçık kelimesi buradan gelmek-   kralın dinsel güçleri de bünyesinde toplamasıyla
           tedir. Bugün eski Türklerin yaptıkları şehirlerden   oluşmaya başlamış ve ilk şehirler ekonomik olduğu
           herhangi bir iz kalmamış gibidir. Bunun sebebi     kadar dinsel bir kaygının da eseri olmuşlardır. An-
           balık sözü ile açıklanabilir. Kelime aslında “bal”   cak inanç sistemleri bu merkeze bağlı şekillenmeye
           kökü ile bir nevi toprağı ifade etmekteydi ve Türk-  dair özgün üsluplar oluşturmuşlardır. Eski Türkle-
           lerin kurdukları şehirlerdeki binalar da daha çok   rin kurdukları şehirler bir iç kale ve bu iç kaleye
           çamur-toprak (kerpiç) ile yapılmıştı. Kerpiçten ya-  komşu pazar yerinin bir dış surla çevrilmesiyle inşa
           pıldığı için zamana dayanamayıp yok olan bu şe-    olunurdu ve daha çok güvenlik öncelikli bir yapı-
           hirlerimiz gibi “balık” kelimesi de Uygurların son   lanmaydı.
           zamanlarına doğru yerini Soğdcadan gelen “kent”      İslam dini içinde vücut bulduğu iki şehri ken-
           ve Farsçadan gelen “şehir” kelimelerine bırakarak  di değerler sistemine göre yeniden kurgulamıştır.
           unutulmuştur.                                      Kur’ân-ı Kerîm’de, şehirlerin estetik zevklere uy-
             Arapçada şehir karşılığındaki en yaygın isimler   gun şekilde planlanması ve güzel görüntüye sahip
           “medine, belde ve mısr”dır. Kur’ân-ı Kerîm’de şe-  bulunması, ayrıca emin ve güvenilir yerler olması
           hir için on yedi yerde medine (çoğulu medâin), on   gerektiğine delâlet eden ayetlerin yanında Müslü-
           dokuz yerde beled, belde (çoğulu bilâd), yirmi bir   manların şehirli bir toplum meydana getirmeleri
           yerde dâr (çoğulu diyâr), beş yerde mısr (çoğulu   konusunda yol gösteren, geçmiş topluluklarla ilgili
           emsâr), elli altı yerde karye (çoğulu kurâ) geçmek-  bilgiler de yer alır. Bu nedenle Hz. Peygamber de
           tedir. İslam hukukunda şehir kelimesi “dinî işlere   şehirlerin bayındır hale getirilmesini istemiş, sıkın-
           bakan bir müftüsü ve yargı yetkisine sahip bir ka-  tı ve zorluklarına rağmen şehir hayatının insanlar
           dısı olan yer” olarak tarif edilmektedir.          için daha hayırlı olduğunu söyleyerek yerleşik ha-
             Şehirler  sosyal  hayatın  her  yönünü  kapsayan   yatı ve şehirleşmeyi teşvik etmiştir
           çeşitli faaliyetlerin görüldüğü, ekonomik ve kül-    İslâmî dönemde şehircilik alanındaki ilk düzen-
           türel birikimin yoğunlaştığı yerleşim birimleridir.   lemeler Resûl-i Ekrem tarafından hicretten sonra
           Fiziksel ve sosyal çevresiyle, kültürel derinliğiy-  kendisine nispetle “Medînetü’r-resûl” adını alan
           le toplumsal hayatın merkezini teşkil ederler. Her   Yesrib’te  yapıldı.  Yesrib’te  ibadetin  yanında  başta
           kavram,  içinde  doğduğu  kültürün,  içinde  vücut   eğitim ve öğretim olmak üzere adalet hizmetleri,
           bulduğu değer yargılarının dışavurumudur. Şehri,   kamu idaresi ve diğer işlere yönelik hizmetlerin yü-
           şehre mahsus değerleri ve bu değerlerin oluştur-   rütüldüğü Mescid-i Nebevî’yi inşa ettirerek ileride
           duğu manzumeyi anlamak ve anlamlandırmak; bu       kurulacak Müslüman şehirleri için cami merkezli
           kavramlara oluşturan kültür ve değerler dünyasın-  şehir modelini başlatan Resûlullah, şehirde siyasî
           dan yola çıkarak mümkündür. Şehir somut yanıyla    ve idarî durumu yeniden düzenleyip müstakil bir
           “Nüfusunun çoğu ticaret, sanayi, hizmet veya yö-   devlet kurmanın yanı sıra bir çarşı pazar yeri belir-
           netimle ilgili işlerle uğraşan, genellikle tarımsal et-  lemek suretiyle ekonomik hayata çeki düzen verdi.
           kinliklerin olmadığı yerleşim alanı” olarak tanım-   Resûlullah’ın  Medine’de  ve  Mekke’deki  uygula-
           lanmaktadır.                                       maları ardından gelecek idareciler için bir örnek
             Türk dünyasının değişik bölgelerinde “köy” an-   teşkil etti. Fetihler sırasında ele geçirilen veya yeni
           lamında da kullanılan kent kelimesi yakın zaman-   kurulan İslâm şehirlerinin Medine’ye benzetilme-
           larda şehir kelimesinin yerine kullanılmaya baş-   sine özen gösterildi.
           lamıştır. Şehir ya da kent kavramları her ne kadar   Müslüman ülkesi genişleyince cephelere yakın
           aynı anlamlarda kullanılıyor olsalar bile içerisinde  bölgelerde askerî amaçlı yeni yerleşim merkezleri
           doğdukları toplumların değer yargılarından ba-     tesis edildi. Ordugâh şeklinde kurulan ve ardından

                                                          09                                  3. Sayı Haziran 2024
   6   7   8   9   10   11   12   13   14   15   16