Page 8 - Pınarbaşı Kültür Sanat Edebiyat Dergisi-Ali AKBAŞ
P. 8

PINARBAŞI

           “Sizin o köyde, dağlarda hayalimde geziyorum...    ikimiz eşitiz” demekmiş. Toka yaparken elini öp-
           Mevlid yemeği ne kadar güzeldi... Ağızlıklarımı    türecek derecede yukarı çevirmek “ben senden
           kendim yapıyordum eskiden... İyi şeyler hep ya-    üstünüm” mesajı verirmiş. Eğer karşınızdaki in-
           sak zaten.”                                        san diğer elini sizin yukarı tuttuğunuz elinizin
             Sohbet iyiydi ama trenin vakti de yaklaşınca     üzerine  koyarsa,  o  da  “ben  senden  üstünüm”
           döndük. Ali ağabey bana trenin saatini söyledi,    dermiş. Bu sefer siz diğer elinizi muhatabınızın
           ona göre vakitlice gara geldik. Cebinden bileti çı-  omuzuna koyarsanız öne geçermişsiniz. O da
           kardı, meğer saati yanlış biliyormuş, tren gitmiş.   elini sizin yüzünüze getirip okşarsa “ben yine
           Rica minnet bir sonraki trene yer bulmuştuk.       senden üstünüm” demek istermiş. Böyle kurallar
           İçimden düşünmeden edemedim, Ali ağabey            varmış toka yapmakta bile.
           Göç şiirini şimdi yazsaydı Eskişehir’den tren gi-    İşte bu Abdullah Ağabey’in merak ettiği Se-
           der derdi belki Sirkeci yerine.                    merci Ejder’i sordum Ali Akbaş Ağabey’e “gerçek
             Göç şiiri deyince aklıma geldi.                  mi o şahıs?” diye.
             Meşhur bir çapı küçük adam “Göç” şiirini
           kendisinin gibi kasetlere okumuştu. Ali Ağabey            Şiir şöyle başlıyor;
           ikaz etmişti ama dinlememişti çapı küçük adam.
           Mahkemelik olmuşlardı sonra. Bir şiir için alına-         Şöhretler Terzihanesi
           bilecek en yüksek tazminattı belki de Ali Akbaş           Sıcak yatağında uyumak varken,
           ağabeyin kazandığı.                                       Açar dükkanını her sabah erken.
             Benim bir Abdullah ağabeyim var. Biz mühen-             Demirci, kömürcü, marangoz, berber,
           dislikte okurken o, akademide okuyordu. Mezun             Eski bedestende Semerci Ejder.
           olunca Merkez Bankasında göreve başladı. Muh-
           telif şehirlerde çalıştıktan sonra emekli oldu ve         Dedim: Usta artık bırak şu işi!
           memleketi Adana’ya döndü.                                 Yüzü gölgelendi çatıldı kaşı.
             Yetmişli yılların sonuna doğru televizyon tek           Dedi: Ahiliktir bizim töremiz,
           kanaldı. TRT’de Harp ve Sulh dizi film olarak             Kıyamete kadar yanar çıramız.
           gösteriliyordu. Abdullah ağabey “dizi, kitabın            ...
           güzelliğini, hoşluğunu vermez.” diye seyretme-
           miş, kitabı okumuştu.                                Gerçek değilmiş.
             Abdullah ağabey ile edebiyatın, güzel sanatla-
           rın her dalında sohbet edebilirsiniz.                Maraşlıların  neredeyse  yarısının  adı  Ökkeş,
             Klasiklerin tamamını okumuştur. Okuması          yarısının da Ejder’miş. Bir de fıkra anlattı Ali
           bir yana isimler, olaylar aklındadır.              ağabey.
             Türk Müziğini çok iyi bilir. Şarkıları ve nasıl,   Askerleri toplamışlar bir cemseye birliklerine
           niçin yazıldığını anlatır.                         götürecekler. Ninenin biri de torununu son defa
             Romanı, şiiri okuması yetmez onu yazanın ev      göreyim diye komutana rica etmiş. Torunun adı
           hali, sosyal durumu, nasıl, nerede yazdığı, ruhi   Ökkeş imiş. Komutan “Ökkeş aşağıya in” deyin-
           durumu vs. nedir diye inceler.                     ce  yarısı  inmiş.  Böyle  bulamayınca  babasının
             Falan yazarın evi nerededir bilir. Hanımın adı   adını sormuş nineye. O da Ökkeş’miş. “Ökkeş
           ne, nerede tanışmışlar, vefatlarının arası ne ka-  oğlu Ökkeş” insin deyince bu sefer de iki kişi in-
           dar, hangi evde hangi eseri yazmış, öğrenir, gider   miş. Meğer Kel Ökkeş oğlu Ökkeş’miş torunu.
           oralarda gezer.                                      Maraş’ta Maliki Ejder türbesi varmış sahabe-
             Ali Akbaş’ın Semerci Ejder adlı bir şiiri var.   den, isim oradan geliyormuş.
           Acaba o Ejder gerçek şahıs mı? Ya da Bekir Sıtkı     Ali Akbaş ağabeyin çok sevdiğim bir Göygöl
           Erdoğan Marya şiirini yurt dışına gidip mi yaz-    şiiri var, Göygöl Azerbaycan’da, onu da sordum.
           dı? Kime yazı? merak eder, araştırır. Buluncaya      Rahmetli İbrahim Bozyel bir dergi çıkarıyor-
           kadar da zaman harcar.                             muş.  Memmet  Aslan  gelip  misafir  olmuş.  Ali
             Genel kültürü zaten çok farklı.                  ağabeyde de kalmış. O da Memmet İsmail ile ta-
             Toka yapmanın da kuralı olduğunu ondan öğ-       nıştırmış.
           renmiştim.                                           Gorbaçov dönemi. Yasaklar var. Buna rağmen
             Karşılıklı merhabalaşmak, toka yapmak, “biz      Azerbaycan’a gitmek istemiş Ali Ağabey. Uçakla


                                                          08                                 1. Sayı Şubat 2024
   3   4   5   6   7   8   9   10   11   12   13