Page 4 - Pınarbaşı Kültür Sanat Edebiyat Dergisi-Ali AKBAŞ
P. 4
PINARBAŞI
Muhsin İlyas Subaşı
ALİ AKBAŞ’IN HATIRLATTIKLARI
Ali Akbaş, çağdaşım olmanın ötesinde, aynı dili birisidir.
kullandığımız, aynı idealleri paylaştığımız, aynı ya- Sözü uzatmadan bir anekdotla bitirmek istiyorum:
yın organlarında zaman zaman birlikte yer aldığımız, Ali Akbaş, bir gün beni aradı, sanırım 1980’lerin
özel bir yakınlığım olan dostumdur. Benim edebiyata sonlarıydı, Makedonya’da görev yaptığı sırada orada-
adanmışlığımın yanında, onun sabrını, buna rağmen ki Türk kökenli öğretmenlerle Kayseri’ye geleceğini
edebiyata sebatını önemsemişimdir. İnandığı gibi ya- ve kendilerini gezdirmemi rica etti. ‘Bu benim için
şamaya özen göstermiş, edebiyat camiasında öne çık- şanstır’, dedim, karşıladım ve şehrin tarihi dokusu-
ma derdine düşmemişti. nu tanıtarak gezdirdim. Gelen Misafirler, Makedon-
Kahramanmaraş’ın ruh coğrafyamızın rengini ya’nın 14. yüzyılda Osmanlı tarafından fethi sırasında
besleyen toprağı, havası, suyuyla kişiliğini ve kim- oraya çoğunluğu Konya’dan götürülüp yerleştirilen
liğini oluşturan ve seçkin meyvelerini kültürümüze insanlardı. Altı asır boyunca dillerini, dolayısıyla
sunan Akbaş, ihmal edilmemesi gereken bir isimdir. kimliklerini kaybetmemişlerdi bu insanlar. Kendi-
Sanırım aşağıdaki mısralarda kendisini anlatmış lerine ‘Ali Beyden yeterince faydalanıyor musunuz?’
olmalıdır, çünkü ben hep bu hal üzere gördüm Ali diye sordum. Hepsi şükran ifadesini kullanarak; ‘bi-
Beyi: zim var olan kimliğimizin zamanla yozlaşmaya uğra-
“Ey hüznünü içinde yaşayan şair! yan tarafını onaran büyük bir ustadır’ dediler.
İnanılmaz yalnızlığımı anlat insanlara. Bu ifadeler, onun şairliğinin artı tarafıdır!
Satır aralarına ör Şairden söz ederken şiirinden örnek vermemek
Yılların hislerimde bıraktığını...” olur mu? Alttaki satırlar, hemen hepimizin deli rüz-
gârların heyecanlarımızı hallaç pamuğu gibi attığı
Sözü duygunun kaosuna teslim etmeden, ifade dönemi hatırlatmıyor mu? Siz çocukluk aşkınız dö-
edebiliyorsanız şiirinizde bir yeriniz olacaktır. Aslın- neminde kimi sevdiyseniz ‘Elif’in yerine onu koya-
da bu, sadece şairin kendisinin ifadesi değil, bütün bilirsiniz.
şairlerin o iç sızısı haline dönüşen yalnızlıklarının
dillendirilmesidir. Ali Akbaş, bunu çok özel bir üs- ELİF’E SÖZÜM VARDI
lupla ifade edebilmeyi başarmış önemli şairlerimiz-
den birisidir. Köy dağların ardında kaldı
Bugün şiirimiz gerçekten bir fetret dönemini ya- Bir gün çıktım yel-yepelek
şamaktadır. Eskiden sosyal muhayyile şiirden besle- Köy dağların ardında kaldı
nirdi, bizim insanımızın ruh hamurunda bu öylesine
oturmuş bir haldeydi ki, kişi, sözünün arasına bir Türküleri unuttum
mısra, bir beyit, hatta bir kıta eklemeden edemezdi. Gitgide ıradı kağnı sesleri
Bu, duyguyu arıtıp insanın ruh hamuruna yerleştiren Bir daha uğramadım
bir ilaç gibiydi.
Yukarıdaki, hatta aşağıdaki satırlara biraz da böyle
bakmak gerekir. Halbuki Elif`e sözüm vardı
Bakınız, mahşeri bir iç sızısını dillendirirken, şiir- Hiç varmadım
de felsefeyi arıyorsanız buyurun, işte size en çarpıcı Kız dağların ardında kaldı
örneği:
“Vakitsiz ölürse çocuklar, Sanırım;
Bir yeraltı nehri doğar, Özlemiş, özlemiş alışmış Elif
Anaların toprağa sızan gözyaşlarından” Artık çoluk çocuğa karışmış Elif
Bugün İsrail tarafından Siyonist sadizminin Filis-
tinli anne ve çocuklarına yaşattığı vahşetin içimizi Bilirim ardımdan atıyorlar
sızlatan dilidir bu satırlar. Ben buna modern ağıt da `İnsanoğlu çiğ süt içmiş emmioğlu
diyebilirim. Sözü savı mı olur?
Bizim toplumumuzun çok özel bir gönül dili var-
dır, fark eder, ama ifadesini şaire bırakır sanki. Şair Mümkünü yok
bu gizli önseziyi görebiliyorsa, o, susan toplumun dili Dönmez artık
demektir. Akbaş bu farklılığı kazanan şairlerimizden Dönmez o...`
04 1. Sayı Şubat 2024