Page 50 - Pınarbaşı Kültür Sanat Edebiyat Dergisi-Ali AKBAŞ
P. 50

PINARBAŞI

                Hakka şükür boş kalmadı yeriniz;                Göz hekimi Dr. Osman Çelikkanat’a, gördüğü
                Meyveye dönüştü alın teriniz.                 olumlu tedavi sonrası teşekkür ifadesi de Ali Ak-
                Bizden de şairler, âlimler çıktı,             baş’ın kaleminden şiir olup dökülüyordu:
                Sizin eseriniz, şakirtleriniz.
             *                                                       Ellerin dert görmesin hiç ser-tabip Osmanı-
             Hemşehrisi Bahaettin Karakoç’un ölümü onu            mız
           hem bir dostunu, ağabeyini, hem bir hemşehrisini          Kördü gözler, gördü gözler, kalmadı noksanı-
           hem de bir şairi kaybetmenin üzüntüsüyle sarsa-        mız
           caktı:                                                           *
                                                                Türk dünyası Ali’nin eski sevdası. Azerbaycan da
             KIBLEYE KARŞIYDI PENCERESİ                       bu sevdanın, gözağrılarından…

               Hey dünya!                                       FERYAT
               Bu gün şairler şairi Bahattin gitti…
               Dindi tan atıncaya kadar süren daktilo şakırtısı     “Karabağ’da talan var
               Dindi onu yiyerek beslenen sanat sancısı             Gözü yolda kalan var”
               Sahipsiz kaldı bir kovandan boşalan,               Kafkaslar’da bize kurdular tuzak,
               Ve bal yapan arılar gibi savrulan kelimeler        Ne silah var, ne ilaç var, ne erzak,
               Ve Salavan’dan   başlayan                          Onlarda top- tüfek, bizde kör bıçak,
                             2
               Seksen sekiz yıllık yolculuk bitti.                  Deyin sizden başka kim anlar bizi,
               Ak pak saçlarıyla ömür boyu,                         Yetişin sarmadan dumanlar bizi!..
               Kara ciltli kamuslarla savaşan
               Küçük dev adam gitti…                              El ele verdiler Agop’la İvan,
               ………………………..           3                            Ağdam’da, Şuşa’da kan akıyor, kan,
               Hiç gümansız o bir yiğitti…                        Dilimden anlayan, sesimi duyan,
                                                                    Deyin sizden başka kim anlar bizi,
               Kıbleye karşıydı onun aydınlık penceresi,            Yetişin sarmadan dumanlar bizi!..
               Gâh ruhumuzu okşayan ılık bir meltem,
               Gâh gök gürlemesiydi sesi.                         Telefonlar kesik, ajanslar susar,
               Kuşlar cıvıldaşırdı mısralarında,                  Mitralyözler üstümüze kan kusar,
               Buram buram ıhlamur kokardı, kekik kokardı         Moskof aynı Moskof, Çar’sa ayni Çar,
               Uzak yaylalardan gözümüze ayna tutan                 Deyin sizden başka kim anlar bizi,
               Billur pınarlar akardı.                              Yetişin sarmadan dumanlar bizi!..

               Mûnis, sevimli bir çocuktu o ak saçlı adam         Ağrı’mız, Kür’ümüz, Aras’ımız var,
               Lâkin, Nefî mizaçlıydı, biraz uçuktu               Korkut Ata gibi mirasımız var,
               Zaman zaman hiç elinde olmadan                     Beraber ağlayalım yasımız var,
               Küstürürdü herkesi                                   Deyin sizden başka kim anlar bizi,
               Ve bu yüzden yalnızdı binler içinde                  Yetişin sarmadan dumanlar bizi!..
               Neylersin bu da bir bahtın cilvesi
                                                                  Karabağ derdinden kara bağlamış,
               Şahidiyiz, eli boş gitmedi öteye                   Kesmiş saçlarını tara bağlamış,
               KARAKOÇ gibi bir büyük adla gitti,                 Bağrı bir onulmaz yara bağlamış,
               Elinde bir demet kitapla gitti,                      Deyin sizden başka kim anlar bizi,
               Ve güzeller güzeli dokuz evlatla gitti,              Yetişin sarmadan dumanlar bizi!..
               Fidye-i necat olsun diye mahşerde
               O dosta yazılmış naatla gitti…                     Nuri Paşa olsa koşar gelirdi,
               İnşallah huzura beratla gitti!                     Yine Kafkasları aşar gelirdi,
             *                                                    Kefereden öcümüzü alırdı,
                                                                    Deyin sizden başka kim anlar bizi,
           2 Salavan: Karakoçların, eteğinde doğduğu, yazın yaylaya çıktığı ve av avladığı dağın     Yetişin sarmadan dumanlar bizi!..
           adı.
           3 Bendeki noksan hâli, Dergilere verirken tamamlamıştır.
                                                          50                                 1. Sayı Şubat 2024
   45   46   47   48   49   50   51   52   53   54   55