Page 34 - Pınarbaşı Kültür Sanat Edebiyat Dergisi-Ali AKBAŞ
P. 34
PINARBAŞI
Yeldâ”yı” mı?.. Hatta “Sancı”yı, daha da hüzünlüsü “Bin bir başlı kartalı nasıl taşır kanarya?’’. Seni an-
bir “Bebeğe” yazılmış şiiri anmadan olmaz. Nasıl latmaktan çok anlamak isterim. Bununla birlikte,
şiirler bunlar böyle? En iyisi bunların hepsini de “hüzün şairi Ali Akbaş’ı hakkıyla anlayana aşk ol-
okuyucuya bırakıp “Göygöl” ile noktayı koyalım. sun!” demek geliyor içimden.
Ama “Göygöl”den bir parça alıntı yetmez. Bütü- Ama mademki hüzünlerden dem vurduk, onun-
nünü vermek lâzım. Oysa buna da yerimiz yetmez. la bitirelim müsaadenizle. “Hasbihâl” dörtlüğünde:
1990 öncesi esir Türk illerinin hüznü, lirik-roman-
tik bir şiir üzerinden ancak bu kadar çarpıcı şekilde Artık hülyalar da terk etti beni
işlenebilirdi. (Şükür ki, Azerbaycan ve Batı Türkis- Kuğuları uçmuş bir göl gibiyim
tan için bu hüzün şimdilik bir parça dindi. Darısı Söyle kimsin aynadaki ihtiyar
Doğu Türkistan’a!..) Burada sözü, onun hakkında Neden böyle kendime el gibiyim
vaktiyle harika bir tahlil denemesi yapan üstad Ah-
met Kabaklı’ya bırakalım mı? Şöyle demiş üstad: diye hüzünleniyorsun. Dert etme be hocam, biz ta-
“Ali Akbaş, bu şiirde yer yer ve hele şiirin sonun- lebelerin de ihtiyarladık. Her yaşın güzelliği oldu-
da büsbütün hüzünler, kederler içindedir. Dağlar, ğunu sen bizden iyi bilirsin. Bak, sen bu yaşında da
hasretler, ölüm, ayrılık halk şiirimizin, türküle- ne güzel şiirler yazıyorsun!.. Sana hüznü az, neş’esi
rimizin ezelî hüzün temalarıdır. Ancak bu şiire bol, muhterem yengemiz, yeğenlerimiz ve torunla-
Ali Akbaş’ın başarı ile sindirdiği büsbütün başka, rınla birlikte sağlıklı ömürler dilerim “benim ho-
büsbütün yeni bir millî acıdır. Azerbeycan’ın hâlâ cam!..” 1
sürmekte olan esirlik, istiklâlsizlik, sahipsizlik der-
didir; bu derdin, Türkiye’de ve bütün dünyada ya-
şayan soydaşların ızdırabı, bu şiirde Göygöl-Gence
timsalleri etrafında en güzel ifadesine kavuşmuş-
tur:
Yüzümü yalarken yayla meltemi
Her gece rüyamda bir beyaz gemi
Sularımı yara yara gidiyor
Özlediğim bir diyara gidiyor.
Mesnevi okuyup geçtik Gence’den
İçime bir sızı düştü inceden
Elvedâ bağlardan üzüm derenler
Üzümü unutup hüzün derenler.” (Ahmet Ka-
baklı, Türk Edebiyatı Dergisi, Ağustos 1991)
Haksız mıymışım Ali Akbaş Hocam için “hüzün
şairi” demekte?
“O, benim hocam!..” “Hocam” hitabımda öyle
derin hisler yaşıyorum ki, sahiplik duygum kaba-
rarak kalbimden de bin hocam sedası işitiyorum.
Evet, “o benim hocam”, hani çocuğun oyunca-
ğını almak istediğiniz zaman, “o benim!” der ya…
İşte aynı duygularla ben de “o, benim hocam!”, di-
yorum.
Aslında Ali Akbaş hocam, “Türk dünyasının Ak-
başı”dır. Yukarıdaki hüzün şiirlerinde bunu açıkça
gördük. Ayrıca Türk dünyasına yerinde yaptığı hiz-
metleri anlatacak değilim. Hocamın reklamı, şöh-
reti sevmediğini biliyorum. Onun tevazuu, gurur
abidesi şairlerin kibrinden daha büyüktür.
Muhterem hocam, seni anlatmamı istediler.
1 Metinde alıntı yapılan şiirlerin tamamı, Ali Akbaş’ın Bütün Şiirleri kitabındandır:
Bengü yayınları, ilâveli 2. Baskı, Ankara, 2018 (toplam, 412 sayfa).
34 1. Sayı Şubat 2024