Page 19 - PINARŞBAI Kültür Sanat Edebiyat Dergisi
P. 19

PINARBAŞI Kültür Sanat Edebiyat Dergisi

                                                  Mehmet GÖZÜKARA
                             HEPİMİZİN DERDİ ÇOK, DERDİÇOK HEPİMİZİN


              Bir mekânı, şehri, kasabayı, köyü güzelleştiren,    Ôlum niye mecnun gezeñ?
           orada yaşayanlardır. Yaşadıkları beldeye, gönlü gü-  Gezdiren (vay yavrum) aşkıyıñ derdi.
           zel, kelamı kibar, irfan sahibi insanların sevgisiyle   Cahilsiñ canıñdan bezeñ
           hoş görünün şavkı yansır.
              Güneş ışığına benzeyen bu yansıma dost-düş-       Gezdiren (vay yavrum) aşkıyıñ derdi.
           man, güzel-çirkin, soy-sop, din-mezhep ayırt et-      
           mez.                                                 İçinde bulunduğu ruh halini, sebeple sonuç ara-
              Anadolu’nun her köyü, hatta insanı üç aşağı     sında bağlantı kurarak izah etmeye çalışan Der-
           beş yukarı birbirine benzer. Hayatı yatay yaşayan   diçok da şu karşılığı  verir:
           insanların hikâyeleri, dikey yaşayanlardan  çok       
           farklıdır.                                           Baba ben gazmam bosdanı
              Ben Tanır diyeyim, siz Berçenek, Hayati de-       Yar giymiş mavı fıstanı
           diğimde de Mahzuni anlayın. Anadolu; kaderin         Bütün değer Albıstan’ı
           elinden kaçmaya çalışmaktan kovalamaya fırsat
           bulamayan ve  sükûtunda söz  gizleyen  hâl ehli,     Benimki nazlınıñ derdi.
           derviş gönüllü insanların irfan meclislerinde yak-    
           tıkları  çerağ ile aydınlanır. Onlar hikâye etmeyi   Oğlunun aklının akıp gittiğini gören baba da na-
           şikayetlenme olarak algıladıklarından türküler ya-  sihat etmekten başka çaresinin olmadığını görerek
           karlar. ‘Yanmayan yakamaz’ hakikatinden yola çı-   şunları söyler:
           karak, hallerini türkülere söyletirler. Samimiyet ve
           yaşanmışlığa dayanan her türkü de gönle dokunur.     Gurban olam ôlum ohu
              İşte, böyle, söyledikleri gönle dokunanlardan bir
           tanesi de, yazımıza konu olarak seçtiğimiz Ömer      Ohursan olursuñ sofu
           Lütfü Pişkin, nâm-ı diğer Derdiçok’tur.              Ôlum bu cehennem tohu
              Sevdiği kızın başkasına gelin gitmesinden do-     Gezdiren (vay yavrum) aşkıyıñ derdi.
           layı kendini kadersizlerden addederek şiirlerinde     
           ‘Derdiçok’ mahlasını kullanan Ömer Lütfü Pişkin      Oğlunun da kendisi gibi okuyup hafız olması-
           (1873-1937),  Elbistan’ın  Kızılcoba  mahallesinde   nı arzu ettiğini her fırsatta alenen söylemekte beis
           doğdu. Hacı Tıfıloğulları (Pişkinler) kabilesinden   görmeyen Mehmed Efendi, bunu bir kez de şiirle
           Hafız Mehmed Efendi’nin oğludur. Mezarı o dö-      dile getirmektedir.
           nem imamlık yaptığı Afşin’in Tanır mahallesinde-      
           dir.
              İrticalen  şiir söyleme yeteneği de olan  Hafız   Çorap almış dohumaya
           Mehmed Efendi, bir gün  Pınarbaşı’na ektikleri       Bülbül gibi şahımaya
           karpuzları çapalarlarken, yakınlarından geçen bir    Dilim tutmaz ohumaya
           gelinin, oğlu Ömer Lütfü’ye işveyle baktığını, oğ-   Gezdiren (benimki) nazlınıñ derdi.
           lunun da aynı işveli bakışla karşılık verdiğini fark    
           eder. Olanları büyük bir dikkatle izleyen Mehmed
           Efendi, bir yandan da oğlunun yaptığı çapayı gözle-  Gerçekten  de  Derdiçok,  başlamış  olduğu  ha-
           mektedir. Gelinin hâl ve hareketlerini afsunlanmış   fızlığı tamamlayamayacak; ancak, aldığı eğitimle
           gibi takip etmekte olan Derdiçok, keserinin önüne   imamlık yapacak seviyeye erişecektir.
           gelen bir karpuz teyeğini de kestiğini fark edemez.   Baba oğulun irticalen kaç kıta atıştıklarını bi-
                                   1
           Bunu gören Mehmed Efendi, elindeki çapayı fırla-   lemesek de elimize ulaşan yirmi kıtalık atışmanın
           tır ve Derdiçok’un kolu kırılır.                   son iki kıtasını da sizlerle paylaşarak, şiirdeki isti-
              Mehmed Efendi böyle bir hadisenin yaşanması-    datları hakkında fikir vermek istiyorum:
           nı elbette ki istemezdi. Ama ne yapsın ki? Olacak
           oluyor işte. Kim ister oğlunun kolunu-kanadını       Memmed’dir babayıñ adı
           kırmayı?                                             Çekilir gözeliñ dadı
              Olan olmuştur ve bu durum karşısında yapacak      Oğlum etme bu inadı
           fazla bir şey kalmamıştır. Mehmed Emmi’nin his-
           leri coşar bir anda ve ilk sözü alır:                Gezdiren (vay yavrum) aşkıyıñ derdi.
                                                                 
           1 Asma yaprağı, üzüm asmasının taze filizi anlamına gelen   Bu kıtada  ‘çekilir gözelin dadı’  mısraındaki ‘çe-
           teyek, bizim bu yörede; kabak, salatalık, acur, kavun karpu-  kilir’ kelimesi ‘kaybolur’ manasında kullanılmış
           zun yapraklanmış haline de teyek denmektedir.      olmalıdır. Bunu, yergi şiirinde övgü olamayacağın-


                                                          17                                  3. Sayı Haziran 2024
   14   15   16   17   18   19   20   21   22   23   24