Page 60 - Pınarbaşı Kültür Sanat Edebiyat Dergisi-Ali AKBAŞ
P. 60

PINARBAŞI

               Göl değil kımızdı Aral                             “Çanakkale bir velvele
               Bir iffetli kızdı Aral                             Bu velvele gelmez dile
               Kalınca küffar elinde                              Direndik yedi düvele
               Yer altına sızdı Aral.                             Taş üstünde taş kalmadı”


               Devran geçmiş, kervan göçmüş                     diyerek o dönemi bu döneme taşıyan “şuurun”
               Aral’ı bir evran içmiş                         sese bürünüşüdür Akbaş.
               Ah neden sonra anladım                           Ali Akbaş, sağ sol mücadelesinin getirdiği kar-
               Buraları sevmek suçmuş.                        gaşadan geçmiş, gönül coğrafyasına destanlar ya-
                                                              zarak Türk illerine şiir güvercini uçuran ak saçlı
             “Kalınca küffar elinde/ Yer altına sızdı Aral” di- Ulu Bey’dir, Yazdığı şiir ve yazılarıyla Türk Dünyası
           yen Akbaş, yaşadığımız coğrafyanın bize ait olma  tarafından kabul gören söz süvarisi, söz dünyasın-
           şuurunu bugünkü nesle ulaştırmaya çalışan bir fi- dan ses ipine dizdiği şiirlerle gönül dünyamıza ışık
           kir sahibidir, önemli bir davanın temsilcisi olarak  tutan, bize bizi hissettiren derviş gönüllü bir alpe-
           haykırmaktadır aynı zamanda. Bizim derdimiz, bi- rendir.
           zim sesimiz, bizim çığlık ve feryadımızdır Ali Ak-   Onun şiirlerini “Türkçemin ses bayrağı” gibi
           baş.                                               gönlümde dalgalandırıyorum.
             Günlük  telaşların içinde, içinden  çıkıp geldiği   Ali Akbaş hocam, Elbistan’da doğup, bâd-ı sabâ
           topluma karşı sorumluğunu hakkıyla yerine getire- ile söz deryasının ufuklarına yelken açarak, duygu
           memesinin pişmanlığı içerisinde, zaruretin bağıyla  çiçeklerinin açıldığı “Gönül Coğrafyamızın Aksaç-
           bağlandığının iç geçirmesidir Elif’e verilen sözün  lı Akbaş’ıdır.
           yerine getirilemeyişi:
                                                                  Bizim Türküler
               “Köy dağların ardında kaldı                        “Bin yılda yoğurduk her mısraını,
               Bir gün çıktım yel-yapalak                         Yüzüğe kaş ettik Ağrı Dağı’nı,
               Köy dağların ardında kaldı                         Dünyaya değişmem bir aksağını,
               Türküleri unuttum                                  Gönlüme göredir bizim türküler.
               Gitgide ıradı kağnı sesleri                        ……………..
               Bir daha uğramadım                                 ……………..
                                                                  Veysel susar, Davut Sularî söyler
               Hâlbuki Elif’e sözüm vardı                         Kırımdan gelirken serdarı söyler
               Hiç varmadım                                       Köylüsü-kentlisi, hünkârı söyler
               Kız dağların ardında kaldı                         Fermanda tuğradır bizim türküler.
                                                                  ……………
               Sanırım;                                           ……………
               Özlemiş, özlemiş alışmış Elif                      Bağlama dediğin üç tel bir tahta,
               Artık çoluk çocuğa karışmış Elif                   Ne şaha baş eğmiş, ne taca tahta,
                                                                  Tüm dertleri özetlemiş bir ‘ah’ta,
               Bilirim ardımdan atıyorlar                         Bozkırda naradır bizim türküler.”
               ‘İnsanoğlu çiğ süt içmiş emmioğlu
               Sözü savı mı olur?                               diyen, acıyı-tatlıyı, hüznü-sevinci, elemi-kederi,
                                                              toyu-düğünü, özlemi-gurbeti, ölümü-hayatı, zul-
               Mümkünü yok                                    mü-haksızlığı velhasıl bizi biz eden değerlerin for-
               Dönmez artık                                   müle edildiği türkülerimize gösterdiği hassasiyeti
               Dönmez o...”                                   hissiyata döken şair, toplumun ortak vicdanıdır.


             Milli duruşun yanı sıra insani olan her kavram       “Ey şiir kanayan yaramsın benim
           Akbaş’ın şiirlerinde kendine yer bulur. Bize bizi ha-  Göğsümde taşırım, gören gül sanır.
           tırlatır.                                              Feryadım, figanım, naramsın benim
                                                                  Uzaktan duyanlar, bir bülbül sanır




                                                          60                                 1. Sayı Şubat 2024
   55   56   57   58   59   60   61   62   63   64