Page 28 - PINARŞBAI Kültür Sanat Edebiyat Dergisi
P. 28
PINARBAŞI Kültür Sanat Edebiyat Dergisi
İsmail OKUTAN
BOŞ MEZAR
Şehrin tepesinde kurulmuş eski mezarlıkta yer içinde.
kalmamıştı. Özel kişiler için ayrılan bir yerde para- Seyahatten dönerken uçağı bir anda bir türbü-
sını ödeyerek en tepe noktada, en güzel manzaralı lansa girdi. Birden sağa sola yalpalıyor, havada rüz-
yerden bir mezar yeri satın aldı kendine. Ölmeden gârın önünde kâğıt uçak gibi uçup gidiyordu. Pilot,
önce mezarını yaptırmak istiyordu. Yerini görmek ne kadar uğraşsa da rotasını düzeltmedi, uçak döne
ve mezarı kazdırmak için işçilerin yanına geldi. döne inişe geçti. Sonunda denizin mavi sularına
Üstüne bulaşan tozları silkeleyip orada bulunan bir düştü.
taşa oturdu: Günlerce, aylarca aradılar ama bulamadılar. En
“Böyle işte Eymen Efendi,” dedi kendi kendine. modern, en gelişmiş, en donanımlı ekipler getir-
“Böyle işte, dünyanın sonu bu mezardır sadece. diler çalışma yaptılar, ne yaptılarsa fayda vermedi.
Kim, neyi koyabildi ki bu mezara? Ben o kadar Bütün akrabaları, devlet yetkilileri sevenleri ora-
zenginim, o kadar zenginim sanki neyim kalacak daydı. Uzunca bir süre denizin altını aradılar, tara-
bu mezardan başka, o da bir gün silinir gider yer- dılar, sonunda uçağın enkazına ulaştılar. Herkesin
yüzünden.” yüzü güldü, sevinç naraları atanlar oldu fakat onun
Sonra kalktı mezarlığın derinliklerinde yürüdü. cesedi yoktu enkazda.
Sonra çıkış kapısına geldi. Mezarını kazanlar işleri- Milyonlarca lira para harcandılar fakat yine bu-
ni bitirmiş gitmek üzere toparlanmışlardı. Cebin- lunamadı onun cesedini. Ortadan kaldırılmıştı
den çıkardığı bütün parayı onlara dağıttı. sanki? Bütün servetini harcasalar yine de buluna-
“Ben bu dünya üzerinde hayatın derinliklerin- mazdı sanki. Katil balinalar mı parçalayıp yedi?
deyim. Ne zaman çıkacağım gün yüzüne. Sabahın Yoksa mercan kayaların dar boşluklarına girip ka-
sessizliğinde uyandığımda gece bitmiyor benim yıp mı oldu? Bilemedi kimse?
için. Hep içime çekiyorum gecelerin gamını.“ diye Sonra biri merakla bekleyip duran üzgün kala-
düşündü. “Ey dünya sana bakıyorum kendimden, balığa bakıp konuştu: “Üzülmeyin,” dedi aslında
bazen senden kendime bakıyorum! Ben bu hayatta yeis dolu bir sesle konuşuyordu. “Üzülmeyin, dün-
bu büyük servetten başka ne biriktirdim, başka ne yada yaşadığı gibi yine mercanların arasında kay-
kazandım?” boldu, mezarı boş kaldı diye üzülmesin kimse. O
Ondan daha zengin adam yoktu Beyrut’ta. Malı- tepenin başındaki toprağa değil ama suya gömül-
nın, servetinin haddi hesabı yoktu. Zenginliği tüm dü, yine zenginliklerin içinde kaldı.”
ülkede konuşuluyordu. Ama o har vurup harman “Para pul hepsi boştu, hepsi yalandı, ölüm ise
savuran, hesapsız kitapsız yaşayan şımarık bir zen- gerçekti.” dedi bir başkası. O da zaten bunu düşün-
gin olmadı hiçbir zaman. Hep görgülü, gölgeli, düğü, bunu anladığı için önceden mezarını yaptır-
ağır başlı, düşünceli bir insan görünümü veriyordu mıştı. “İnsan ne kadar garip bir varlıktır. Öldükten
bakarken. Mütevazı ve mütefekkir bir adamdı. sonra mezarı tepede olsa ne olur, çukurda olsa ne
Dağın tepesinde gökyüzüne yakın bir yerde olur. Mezar yerine okul, hastane, köprü, yol yaptır-
beyaz bulutlar birbirleriyle dans ederken o gün saydı keşke.”
Beyrut’un kuzeyinde bulunan şehre nazır tepeye Keşke bu kadar servet yerine onu seven, ona dua
helikopteriyle çıktı. Şirketlerinin, fabrikalarının eden kimseler kalsaydı ardından,” dedi bir diğeri.
başına koyduğu güvenilir çalışanları işlerini takip “Her şey abartı ve seraptan ibarettir dünyada, yal-
ederken o bugünlerde başka bir şeyle ilgileniyordu. nızca ölüm gerçektir, ölümün ötesi gerçektir, hiç bir
Beyrut’un en tepe noktasında bütün şehre nazır bir abartı içermez orası. Hiç bir yalan girmez mezara.”
yere bir mezar yaptırmıştı kendine. Şehri tepeden Boş mezara onun birkaç eşyasını koyup kapat-
bakarak temaşa ederken içinde nedensiz ve buruk tılar. Başına da en güzelinden, en görkemlisinden
bir boşluk oluştu. mezar taşı yazıp yaptırdılar.
“Bu kadar mal, mülk yeter bana. Bundan sonra ‘‘Dünya böyledir işte,’’ dedi başka birisi orada.
iyilikte yarışmalıyım ben. İyilik, güzellik ve yardım ‘‘Dünya böyledir işte, o kadar zengin olabilirsin
çalışmaları yapmalıyım artık.” dedi ağır ve sakin ama sonunda mezarını bile dolduramadan gider-
bir sesle. “Beni kurtaracak olan da budur sadece.” sin buradan.’’
diye ekledi sonra.
Hayat buydu işte. Bir taraftan ölüm düşüncesiy-
le kendine mezar yeri yapıp hazırlık yaparken bir
taraftan yeni iş bağlantıları kuruyor, yeni yatırım
planları, yeni görüşmeler, yeni hedefler belirliyor-
du.
Ertesi gün Avrupa seyahatine çıkmak için hazır-
lıklarını bitirdi. İçi kıpır kıpır oluyor, nedensiz, ta-
rifsiz bir duygu, belli belirsiz bir sevinç doğuyordu
26 3. Sayı Haziran 2024